Sayfalar

9 Ocak 2013 Çarşamba

Sarışın Mavi Gözlü Kız

Sabah (yaklaşık 10 saat sonra) önemli bir finalim var ve ben hala uyuyamadım. Sebep mi? sebebi aslında basit, aklıma Zeynep geldi yine. Arka planda Erkan Oğur'dan Zeynebim çalıyor ancak bu sefer Zeynep'ten bahsetmeyeceğim...

Pikos'tan ayrıldıktan sonra üniversitede 2 dönemde (1 yılda) toplam 20 dersin sadece 5 tanesini geçebilmiştim, bunların 2 tanesi İngilizce, 1 tanesi laboratuar, 2 tanesi bölümle alakalı dersti. Kısacası 3 / 20 yani %15 başarı oranı sağlayabilmiştim (ingilizceleri saymazsak eğer). 4. sınıftan gelecek olan + 16 dersi de ekleyince 31 ders alacaktım 4. sınıfta, ancak kurallar gereği her 2 dönemden de saat sınırı sebebiyle ders alamamış ve okulumu 1 yıl uzatmayı garantilemiştim 4. sınıfa geçerken. Şu an 5. sınıfı okuyor olsam da önemli değil çünkü konumuz bu da değil :)

İnsan bir düşünmeye başlayınca ardı arkası gelmiyor yaşanmışlıkların. 3. sınıfın 2. dönemiydi yanılmıyorsam, Sarışın ve Mavi Gözlü bir kız vardı, bazı sebeplerden ötürü yakınlaşmıştık. Ama benim amacım sevgili anlamında bir yakınlaşma sağlamak değlidi, tüm içtenliğimle onu uyuz etmekti. İlk başlarda başarılı olmuştum bu uyuz etme konusunda ancak uzun bir yolculuktu, her nasıl olduysa karşıdaki kişiye şu özelliğimi aktarmıştım (istemeyerek de olsa): "Ben insanlarla pek anlaşmayı sevmem, ancak birisi bana güvenirse ve karşılıksız olarak beni severse (burada aşk anlamında kullanılmıyor sevmek fiili) bu güveni boşa çıkartmam."

Her neyse, uzun bir yolculukta omzumda uyumak istemişti. Ben de mecburiyetten belki de yardımcı olmak isteyişimden bu ricasını kırmadım, omzumda uyumasına izin vermiştim.

Bir başka özelliğimi daha vurgulamam gerekirse her konuda mantık arayan birisiyim. Omzumda güzel bir kız uyuyordu ve ben otobüs yolculuklarında hiçbir zaman uyuyamazdım. Öyle de olmuştu zaten uyumadan bitirmiştim o yolculuğu da. Neyse mantık arama konusuna dönersek, sol omzum uyuşmuş vaziyetteydi bu yüzden sağ elimle bir kaç kontrol yaptım, elimi kalbimin üzerine koydum kalp atışlarımda herhangi bir hızlanma yoktu, kalbimde (olmayan) sesi dinledikten sonra bir de beynime kulak verdim ve beynim de içimde herhangi bir kıpırdanmanın olmadığını söyledi. Bu saatten sonra benim açımdan büyütülecek bir konu yoktu.

Günler haftalar ilerledikçe bu kızla her nasıl olduysa (geber facebook!) iletişimimiz sıklaştı, ara sıra buluşmalar falan filan derken bir gece yurduna bırakırken aramızda ilginç bir konuşma geçmişti (kafama o zaman dank etmişti, bu kız benden farklı bir ilgi bekliyor, arkadaş olarak kalmak değil, sevgili olmak istiyordu). Yanılmıyorsam bana ne tarz kızlarla ilgilendiğimi sormuştu, cevabım tüm herkese söylediğim klasik cevaptı: "Bende Zeynep takıntısı var". Nasıl yani? dediği anda suratındaki ifadeyi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.  Her neyse, mantıklı bir şekilde Zeynep ismine değil nasıl bir insan istediğime dair fikirlerimi anlatmıştım yol boyunca. Yurda yakın bir yerde bir merdivene oturduk, dinlenmek istediğini söylemişti. Kırmayıp oturdum ben de merdivenin en alt basamağına. Yine omzuma yatmak istedi kırmadım yine istediğini elde etmişti, kendimi 2. defa kontrol etmem için bir fırsattı bu.

I ıh, yine bi tık yoktu bende, hiç birşey hissetmiyordum. Bazı ön yargılarım vardır benim, bunu kendisine daha önce belirtmiş olmama rağmen bu yönde ısrarcı olmaya devam ediyordu. Belki beni değiştirmeye çalışıyordu aklı sıra kim bilir? Her neyse ön yargı mevzusuna dönecek olursam, Şahsi olarak sarı saçlı ve / veya renkli gözlü (yeşil, mavi) kızlardan hiç hoşlanmam. Üstüne üstlük adı Zeynep de değildi :D

Hani fenerliler diyor ya "Bir Alex değil" diye, ben de hükmü vermiştim artık "Bir Zeynep değil". İşte bu yüzden arayı soğutmaya karar verdim, ancak bunu onu kırmadan yapmalıydım. Beni farklı bulduğunu düşündüğümden sıradan davranmaya başladım. Günün birinde bir haftalık şehir dışına çıkmam gerekti. O gün ortak bir arkadaşımızla facebookta (lanet facebook! :)) ilişki durumu yaptığını görmüştüm. Her neyse diyip yoluma devam ettim.

Peki neden bunları yazdım ulan ben bu kadar? Aslına bakarsanız bu anılarımı yazmak beni Zeynep düşüncesinden az da olsa uzaklaştırdı. Sabah sınavım olmasa daha fazla da yazabilirdim. Ama şimdilik bu kadar olsun bence, daha sonra belki devam ederim başka bir yerden..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder